IMF ve Dünya Bankasına karşı küresel protesto

Arjantin, IMF’nin bir ekonomiyi mahvetmeye nasıl hazırlandığının en aşikar örneğidir. Francisco Torres bu makaleyi bir Arjantin Gazetesinde yazmıştır.

Sıradan bir sokakta, bir aile dolaşmakta, yiyecek birşeyler bulmak için çöp poşetlerini eşeliyorlar.

Gece geçiyor ve yeni bir gün kalbinizde sızı yaratacak bir sahneyi açığa vuruyor. Mahallenin birinde müşterisi olmayan bir market, yarı yarıya boşalmış bir süpermarket ve tamamen boşalmış bir nakliye aracı. Yerel halktan iki kişi iki hafta önce 30 ya da 40 pesoyla azıcık da olsa birşeyler alabildiklerini hatırlıyorlar, ancak bugün alabildikleri hiç bir şey yok.

Süpermarkette, kasiyerdeki kız kendi kasasının ne zaman kapatılacağını merakla bekliyor. Şehir merkezindeki bankalar, maaşlarının ödenmesini isteyen ya da kenarda biriktirdikleri üç beş kuruşu çekmeye çalışan insanlarla kaynıyor. Atm’lerin ekranlarındaki mesaj ironik, “verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz, bu makine şu anda nakit verememektedir”.

Bağırışlar başlıyor ve taşlar, banka şube yöneticisinin oldugu üst kata yağıyor. “Hey, ahbap, g.tlk yapma-kapıyı aç!” Cevap veriyor, “Benimle bir ilgisi yok, kasayı kilitlediler ve onu pazartesiye kadar açamam.”

Bu arada, IMF’nin Arjantin takımından Anoop Singh, televizyonda. Singh, bir başkan edasıyla, IMF’nin taleplerini sıralıyor. Mesaj açık: “Bu duruma katlanmak zorundasınız.”

IMF başkanı Horst Koehler New York’tan şöyle sesleniyor, “Arjantin'e acı bir reçete gerek”, ve ekliyor, “Arjantin'in çektiği sıkıntıların nedeni Arjantin kaynaklı. Bu yüzden bu krize bir çözüm bulmanın yolu, Arjantinlilerin göstereceği çabayla mümkün.” Esas problemin yolsuzluk olduğuna inanmamızı istiyorlar, ve sanki bizim krizimizle hiçbir alakaları yok.

Arjantin’de büyük bir yolsuzluk olduğu doğru, ancak bütün problem bu mu? IMF tarafından korunan bankalar ve şirketler; telefonları, petrolu ve gazı gasp etmek için teklif vermediler mi? Bütün özelleştirmeleri kutsayan IMF değil miydi? Arjantin, dünyanın geri kalanına IMF tarafından yıllardan beri gösterilen model değil miydi? Ama Koehler umut vermeyi sürdürüyor: "Arjantin zengin bir ülke. O da, diğer ülkeler gibi gelişebilir."

Elbette, “uyum paketlerinin işleri düzene sokmasından önce sıkıntı yaşayacağız”. Mesajları, bizim liderlerimizin binlerce kere söyledikleri şeylere benziyor, “ Bu zor bir durum, ancak dayanıklı olmalıyız”, ”Pazarlarımızı açmalıyız”, “Özelleştirmeler devam etmeli”, “Güvenin yerine gelmesi ve büyümeye başlamak için maaşlarda kesintiye gitmeliyiz.” Bu aralar söylemeye başladıkları en sonuncusu da şu: “Finans sistemini korumalıyız.” – birikimleri çalmak için çok hoş bir özür.

Gerçek şu ki, dünya ikiye bölünmüş - sahip olanlar ve sahip olmayanlar. Dünya karmaşık bir sistem. Ancak nihai olarak, hep bu iki kesim. Terlerinden, açlıklarından, emek ve ellerinden başka yaşamak için hiçbir şeyi olmayanlar. Bir mücadele dünyayı sarıyor. Bu mücadelede, kapitalistler her yöntemi kullanıyor - ücret kesintileri, sömürü, yalanlar, hileler, yolsuzluk, rüşvet ve eğer gerekirse, cinayet.

Arjantin’deki isyan bazı şeyleri yerine koymaya başladı, ancak herşeyi değil. Siyasetçilerin, patronların, bürokrat ve yargıçların bazılarını mahkemeye çıkardı.

Fakat bu felaketin esas sorumluları, IMF ve büyük kapitalistler, hala özgür.